Çalıştay Yürütücüleri: Dr. Öğr. Üyesi Tansel Çeber, Dr. Öğr. Üyesi Aslı Işıksal, Arş. Gör. Engin Esen, Arş. Gör. Okan Ercan, Arş. Gör. Tuba Merdeşe, Arş. Gör. S. Burcu Demir Koyuncu, Arş. Gör. Özgür Ballı

Katılımcılar: Arş. Gör. Okan Ercan, Arş. Gör. Tuba Merdeşe, Arş. Gör. S. Burcu Demir Koyuncu, Yusuf Çakar, Kansu Özden, Umut Kambak, Esin avcı, Deniz Altay, Deniz Pire, Nalan Şahin, Metin Alper Kurt, Hazel Kılınç, Simay Gürsel, Esra Koruç, Bestemi Gerekli, Hazal Ünsal, Ümit Doğancı

“VideoKampüs”, Hacettepe Üniversitesi / “kampüs-bellek” kavramları üzerine yoğunlaşan ve başka bir kampüsün olanaklı olabileceği fikrinden yola çıkarak yeni medya olanakları ile kampüs hayatına farklı bir bakış açısıyla yaklaşmayı hedefleyen bir video çalıştayıdır. Çalıştay, HÜ Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim elemanları ve öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek ve ortaya çıkan eserler, Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsünün farklı yerlerinde sergilenecektir.

Kazı Bilimi olarak tanımlanan Arkeoloji disiplini, arazi çalışmalarıyla geçmişe ait kültür kalıntılarını günümüze ulaştırarak, dünya kültür mirasına bir başka deyişle tüm insanlığın geçmişine ışık tutmaktadır. Kazı, restorasyon ve sergileme çalışmaları ile ‘kültürel miras’, ‘eski eser’ ve ‘toplumsal hafıza’ konularında bilinç ve duyarlılığı sağlayan Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü olarak, Üniversitemiz kampüsünde KampüSanat etkinliği kapsamında gerçekleştirdiğimiz ‘Hitit Arkeolojisi’ temalı bu uygulama ile Hitit kültürü, deneysel arkeolojik kazı, restorasyon ve sergileme yöntemleriyle tanıtılmaktadır.

Modern Dansla Çağdaş İletişimler, Hacettepe Üniversitesi öğrencileri için tasarlanan bir atölye çalışmasıdır. Çalışma içerik olarak dans eğitimi almamış, farklı bedenlerden (otantik bedenler) üretilecek otantik hareketlere ulaşma amacı ile tasarlanmıştır. Teknik, doğaçlama ve kompozisyon çalışmaları ile kurgulanan atölyede amaç ‘otantik beden’ kavramı ışığında bir bedenin idealizmini sonlandırmak, saplantıdan arındırmak, kusurlardan kurtarmak ve nasıl görünürse görünsün o bedeni kimseden ‘af’ dilemeyen bir biçimde hareket ettirmektir.

Sonuç olarak harekette tecrübe edilebilen şey, yalnız ve yalnız o bedenden üretilen hareketin kendisi olduğu için çalışmanın sonunda katılımcılar ‘hareket bir elbise, bir ceket gibi giyilebilen bir şey değildir, o bir tecrübedir’ cümlesi ile karşılaşacaklardır. Bireylerin kendi bedensel ifadeleriyle birlikte tecrübe ettikleri yaratıcı, psikolojik ve kutsal boyutlarda ilişkiler ile yeni iletişim yolları keşfedecekler, modern dansın güçlü ve iyileştirici bir pratik olduğunu tecrübe edeceklerdir. Kazanılan bedensel ve kinetik farkındalıklar pratik olarak tarif edilmiş ve ortaya konulmuş otantik bedenin uzantısı olarak, bir diğer birey ya da toplum ile kişilikler arası geçişlere, empatiye ve somutlaşmış bir varlık hissine, dolayısıyla da çağdaş iletişimlere neden olacaktır.

ÖĞRETİM KADROSU
Doç. Dr. Selçuk Göldere
Öğr. Gör. İnan Mert
Araş. Gör. Ayça Narlı Berkman

BAŞVURU FORMUNU DOLDURMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ

Bu etkinlikte, sanat ve felsefe ilişkisi felsefenin genel olarak estetiğe, özel olarak da sanata bakışı çerçevesinde ele alınacaktır. Bütünüyle insani bir etkinlik olan sanatın neliği, felsefenin temel meselelerinden biri olagelmiştir. Doğadaki “güzellik” karşısında, insanın üretici/yaratıcı etkinliğiyle ortaya konan sanatsal anlamdaki güzelliğin ne olduğu, “sanat yapıtı” ile “güzel olan” arasındaki ilişkinin nasıl ortaya konabileceği, sanat yapıtı, bu yapıtı ortaya koyan sanatçı ile sanat yapıtını alımlayan özne arasındaki bağlantının nasıl anlaşılması gerektiği gibi konular bu konuşmanın temel konuları olacaktır.

“Vücuda işlenenler toplumun bir yansımasıdır”

Bu fotoğraf sergisi insan bedenine, bir sanat aracı olarak nasıl müdahale edildiğini konu almaktadır.

Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal
Valentina D’Amico
M. Melis Koruyucu
Elif Başak Aksoy

Çalınacak Eserler;
* Sonata 22 J. PEZER
* Sonata from Die Bankelsangerlieder Anonymous
* Classical Medley arr. J. HUN
* Threepenny Opera Suite by K. WEILL
* Under the double eagle by J.K. WAGNER
* The Pink Panther by H.MANCINI
* Vondi hudba - Wassermusic Water Music G.F. HANDEL

Trompet:
Renato Lupu
Didem Karadağ
Sude Yıldızhan
Arda Başuğur

Korno:
Tayfun Avcıoğlu
Berna Bayram
Derya Nur Alan

Trombon:
Özge Alaşehirli
Emre Demirci
Zeynep Kıbır
Savaş Şahin

Oyun, aynı durakta otobüs bekleyen üç modern soytarının aralarında oluşan anlık ilişkilerden doğan durumların - bencilliğin, mülkiyetçiliğin, yalnızlığın, iletişimsizliği - hikayesidir.

Müziksel ürünleri bir müziklerarasılık ya da bir içmüziksellik/müzikselaşkınlık bakımından, bir başka anlatımla, şu ya da bu bestecinin bir çalışmasını, bestecinin kendi çalışmaları ya da diğer bestecilerin çalışmaları karşısında ve sessel açıdan tümüyle müzikbilimcilerin sorgulamaları gerekir görüşü son derece doğal bir görüştür. Ancak ses, nota ve nota düzeni, ölçü, vurgu vb. bakımlardan söylenenin ya da sesselin alanında müzikbilimcilerce sorgulama nesnesi yapılması gereken bir müzik yapıtı, sözselin üzerinden gidilerek yalnızca metinselliği bakımından sorgulandığında yazınsal bir bakış açısına uygun duruma gelir; sözsel olana el atıldığında müziklerarasılığın, içmüzikselliğin alanından uzaklaşılıp göstergelerarasılığın alanına girilir. Böylelikle, bir müzik yapıtının artık başka bir müzik yapıtıyla alışverişlerini sorgulamak yerine, örneğin, yazınsal bir yapıtla, bir sinema filmiyle ilişkileri, alışverişleri sorgulama nesnesi yapılır. Bu sorgulama da sessel bakımdan değil (ancak kimi zaman sesselliği dışlamadan), daha çok sözsel bakımdan gerçekleştirilir. Bu konuşmada müzik ve yazın arasındaki ilişkiler bir göstergelerarasılık görüngüsünde konumlandırılacaktır.

Sessiz filmin klasikleri, özgün besteler ve canlı müzik eşliğinde izleyici ile buluşuyor. Yönetmenler Melies, Porter ve Dulac’tan, teknik imkanları kullanma konusundaki öncülüğüyle, estetiğiyle ve de anlatısındaki mizahi tınıyla sinema tarihinin üç önemli filmi: Aya Seyahat, Büyük Tren Soygunu ve Bir Arabesk Üzerine Sinegrafik Etütler, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan Zeynep Melisa Coşkun, Kaan Özlü ve Berkay Şirin’in bu filmler için yaptığı bestelerle “ses”e ve notaya kavuşuyor. Filmlerin gösterimine müzisyenler Şafak Ceyhan, Yeliz Özkaya, Kerem Ekber ve Cansu Önder’in canlı icrası eşlik ediyor.

Gösterimi Yapılan Filmler:

Aya Seyahat (Le Voyage Dans La Lune, Süre 11 dk.)
Yönetmen: George Melies,
Yapım yeri ve yılı: Fransa, 1902

Büyük Tren Soygunu (The Great Train Robbery, Süre: 11 dk.)
Yönetmen: Edwin S. Porter
Yapım yeri ve yılı: ABD, 1903

Bir Arabesk Üzerine Sinegrafik Etütler (Étude Cinégraphique sur Une Arabesque, Süre: 7 dk.)
Yönetmen: Germaine Dulac
Yapım yeri ve yılı: Fransa, 1929

Hepimiz içimizde yaratıcı bir potansiyelle doğarız. Bu varoluşumuzun bize bir hediyesidir.

Bize düşen bu potansiyeli ortaya çıkarmaktır.

İnsan yalnızca kendinden; kendi duyu ve duygularından, tecrübelerinden öğrenir.

Yazmak kendine doğru bir yolculuktur, bu tecrübenin bilincine varmayı sağlar. (Öğrendiklerimizi nasıl öğrendiğimizi öğreniriz.)

Yazdıkça kendimizi tanır ve başkalarını da bu tanışıklık aracılığıyla öğreniriz.

Kendimizi tanımak, kendimiz olmayı nasıl öğrendiğimizi, kim olduğumuzun bize nasıl öğretildiğini kavramakla başlar. Bu kavrayış bizi özgürleştirir.

Özgürlük yüzünü ışığa çevirmenin ilk adımıdır, ışık bize cesaret verir. Ardından yaratıcılık doğar. Yaratıcılık yalnızca sanatla ilgili değildir, yaşamın her alanına siner; yaşama sanatında ustalaştıkça yazarlıkta da ustalaşırız.

Çalıştay Yürütücüleri: Dr. Öğr. Üyesi Tansel Çeber, Dr. Öğr. Üyesi Aslı Işıksal, Arş. Gör. Engin Esen, Arş. Gör. Okan Ercan, Arş. Gör. Tuba Merdeşe, Arş. Gör. S. Burcu Demir Koyuncu, Arş. Gör. Özgür Ballı

Katılımcılar: Arş. Gör. Okan Ercan, Arş. Gör. Tuba Merdeşe, Arş. Gör. S. Burcu Demir Koyuncu, Yusuf Çakar, Kansu Özden, Umut Kambak, Esin avcı, Deniz Altay, Deniz Pire, Nalan Şahin, Metin Alper Kurt, Hazel Kılınç, Simay Gürsel, Esra Koruç, Bestemi Gerekli, Hazal Ünsal, Ümit Doğancı

“VideoKampüs”, Hacettepe Üniversitesi / “kampüs-bellek” kavramları üzerine yoğunlaşan ve başka bir kampüsün olanaklı olabileceği fikrinden yola çıkarak yeni medya olanakları ile kampüs hayatına farklı bir bakış açısıyla yaklaşmayı hedefleyen bir video çalıştayıdır. Çalıştay, HÜ Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim elemanları ve öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek ve ortaya çıkan eserler, Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsünün farklı yerlerinde sergilenecektir.

Kazı Bilimi olarak tanımlanan Arkeoloji disiplini, arazi çalışmalarıyla geçmişe ait kültür kalıntılarını günümüze ulaştırarak, dünya kültür mirasına bir başka deyişle tüm insanlığın geçmişine ışık tutmaktadır. Kazı, restorasyon ve sergileme çalışmaları ile ‘kültürel miras’, ‘eski eser’ ve ‘toplumsal hafıza’ konularında bilinç ve duyarlılığı sağlayan Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü olarak, Üniversitemiz kampüsünde KampüSanat etkinliği kapsamında gerçekleştirdiğimiz ‘Hitit Arkeolojisi’ temalı bu uygulama ile Hitit kültürü, deneysel arkeolojik kazı, restorasyon ve sergileme yöntemleriyle tanıtılmaktadır.

Modern Dansla Çağdaş İletişimler, Hacettepe Üniversitesi öğrencileri için tasarlanan bir atölye çalışmasıdır. Çalışma içerik olarak dans eğitimi almamış, farklı bedenlerden (otantik bedenler) üretilecek otantik hareketlere ulaşma amacı ile tasarlanmıştır. Teknik, doğaçlama ve kompozisyon çalışmaları ile kurgulanan atölyede amaç ‘otantik beden’ kavramı ışığında bir bedenin idealizmini sonlandırmak, saplantıdan arındırmak, kusurlardan kurtarmak ve nasıl görünürse görünsün o bedeni kimseden ‘af’ dilemeyen bir biçimde hareket ettirmektir.

Sonuç olarak harekette tecrübe edilebilen şey, yalnız ve yalnız o bedenden üretilen hareketin kendisi olduğu için çalışmanın sonunda katılımcılar ‘hareket bir elbise, bir ceket gibi giyilebilen bir şey değildir, o bir tecrübedir’ cümlesi ile karşılaşacaklardır. Bireylerin kendi bedensel ifadeleriyle birlikte tecrübe ettikleri yaratıcı, psikolojik ve kutsal boyutlarda ilişkiler ile yeni iletişim yolları keşfedecekler, modern dansın güçlü ve iyileştirici bir pratik olduğunu tecrübe edeceklerdir. Kazanılan bedensel ve kinetik farkındalıklar pratik olarak tarif edilmiş ve ortaya konulmuş otantik bedenin uzantısı olarak, bir diğer birey ya da toplum ile kişilikler arası geçişlere, empatiye ve somutlaşmış bir varlık hissine, dolayısıyla da çağdaş iletişimlere neden olacaktır.

ÖĞRETİM KADROSU
Doç. Dr. Selçuk Göldere
Öğr. Gör. İnan Mert
Araş. Gör. Ayça Narlı Berkman

BAŞVURU FORMUNU DOLDURMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ

Yirminci yüzyılın düşünce alanında ortaya çıkmış en önemli fenomenlerinden biri kuşkusuz Freud’un insan zihniyle ilgili yaptığı keşiftir. Freud, sadece psikopatolojinin ortaya çıkma nedenleri ve onların olası tedavileriyle değil, insanoğlunun günlük yaşamıyla da ilgilenmiş; sanat, kültür ve din üzerine de bulunduğu noktadan bakabilmiştir. Freud’un bilinçdışı zihinselliği ve insan davranış repertuarını anlamamıza katkı sunan psikanalitik kuram ve uygulaması bugün de geçerliliğini korumakta; felsefeden antropolojiye kadar uzanan geniş bir alanda hala canlı bir şekilde tartışılmaktadır. Psikanaliz özellikle dışavurumcu ve gerçeküstücü sanatçılar tarafından kabul görmüştür. Bu sunumda Freud’un yaratıcılık ve onun kökenleri hakkında ileri sürdükleri ele alınacaktır. Psikanalitik kuramın hem sanat eserini hem de sanatçıyı anlama biçimine yer verilecektir.

İnsan içine doğduğu kültürü bedeninde somutlaştırmak ve onun normlarına uygun bir üye olabilmek için her zaman vücudunu süslemek, dekore etmek, güzelleştirmek ve değiştirmek ihtiyacı hissetmiştir. Bu amaçla makyaj, kına, sıva, boya ve takılar gibi farklı, ancak duruma uygun geçici süslemeler ve uygulamalar yapmıştır. Ancak, istenilen estetik sonuca ulaşmak amacıyla, daha kalıcı süslemeler, şekil değişiklikleri tercih edilmektedir. Vücuda kalıcı müdahale örnekleri dövme, yara izleri, faça, baş biçimlendirme ve dişlere oyma, kakma, dolgu ya da dişleri çekmek gibi şekillendirme ya da uygulamaları kapsar.

Kalıcı vücut şekillendirmeleri “vücut modifikasyonu” olarak bilinmekte ve beden görüntüsünün yaşam boyunca değişimini temsil etmektedir. Bu değişim, dönüşüm yalnızca yaşayanlarla ilişkili değildir. Ölümden sonra bile yaşayanların, ruhun terk etmesiyle fiziksel bir nesneye dönüşen bedende kültürel hafızayı yaşatmak ve geri kalanların ölümle başa çıkmasını sağlamak için bedene müdahale etmesi sık rastlanan bir uygulamadır. Bu nedenle, vücuda yapılan müdahaleler “yaşarken” ve “ölüm sonrası” olmak üzere iki gruba ayrılır.

Vücuda müdahale farklı coğrafi bölgelerde, toplumlarda, gruplarda ve farklı zamanlarda değişik nedenlerle yapılmaktadır. Genel olarak vücuda müdahale, insan ile onun yaşadığı çevre ve yarattığı, şekillendiği, şekillendirdiği toplumda kültürler arası iki yönlü, sözlü olmayan bir iletişim aracıdır. İnsan vücudundaki kalıcı ya da geçici müdahaleler insanlar arasında, toplum içerisinde ya da toplumlar arasındaki ilişkileri belirlemekte, düzenlemekte ve kontrol etmektedir. Bu nedenle, vücutla ilgili bütün müdahaleler estetik bir anlama sahip olmanın ötesinde, hem bireysel hem de kültürel kimliğin birer işareti olarak kabul edilebilir.

Anadolu’da vücuda yapılan en yaygın müdahaleler arasında makyaj, kına, dövme, sünnet ve baş biçimlendirme sıralanabilir. Bu sergi, bir sanat aracı olarak insan bedenine, kültürü sembolize etmek, somutlaştırmak ve onun estetik normlarına uyum sağlamak için, yapılan müdahalelerin geçmiş ve günümüzden birer kesitini sunmaktadır.

“Vücuda işlenenler toplumun bir yansımasıdır” Mary Douglas

Üzerinde düşünmeye değer…

Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal
Valentina D’Amico
M. Melis Koruyucu
Elif Başak Aksoy

Çalınacak Eserler;
* Sonata 22 J. PEZER
* Sonata from Die Bankelsangerlieder Anonymous
* Classical Medley arr. J. HUN
* Threepenny Opera Suite by K. WEILL
* Under the double eagle by J.K. WAGNER
* The Pink Panther by H.MANCINI
* Vondi hudba - Wassermusic Water Music G.F. HANDEL

Trompet:
Renato Lupu
Didem Karadağ
Sude Yıldızhan
Arda Başuğur

Korno:
Tayfun Avcıoğlu
Berna Bayram
Derya Nur Alan

Trombon:
Özge Alaşehirli
Emre Demirci
Zeynep Kıbır
Savaş Şahin

Oyun, aynı durakta otobüs bekleyen üç modern soytarının aralarında oluşan anlık ilişkilerden doğan durumların - bencilliğin, mülkiyetçiliğin, yalnızlığın, iletişimsizliği - hikayesidir.

Tarih boyunca mücadelesi verilen özgürlük, eşitlik ve bağımsızlık kavramlarının en önemli savunucularından biri olan, filozof ve yazar kimliğiyle ön plana çıkmış Jean-Jacques Rousseau, aslında bir müzik tutkunudur. Aklın yeniden keşfedildiği Aydınlanma Çağı’na toplumsal davalarıyla olduğu kadar sanat ile ilgili görüşleriyle de damgasını vuran Rousseau, hayata bakışını, düşünce tarzını ve kendini tanımlarken notaların izinden gider, çünkü ona göre müzik, insanı insan yapan olguların özüdür.

Rousseau’nun müzisyen kimliği ve özgün müzikal çalışmaları biz edebiyatçılara ilham vermekle kalmayıp, sizlerle paylaşılmak üzere gün yüzüne çıkıyor. Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel Bozbeyoğlu’nun sizlere sunacağı Müzisyen Rousseau’yu Arş. Gör. Simay Turan notalarla buluşturuyor.

“İmeceden mevsimlik işçiye” bir köyün kapitalizmle imtihanı... Düzce’nin Çiçekpınar köyünde geçen film, 1930’lardan 2000’lere tarımsal emeğin nasıl değiştiğini, köyün toplumsal yapısının nasıl dönüştüğünü irdeliyor. Çiçekpınar köylüleri, fındıktan önce, kendilerine yeten, dayanışmacı, komünal bir toplumsal formda yaşıyordu. Fındıktan sonra ise herkesin kendi işinden sorumlu olduğu ve hiyerarşik olarak örgütlendiği bir toplumsal forma geçiş yapıldı. Minyatür bir pre-kapitalizmden kapitalizme geçiş hikâyesi olan Fındıktan Sonra, geçmişin işçi babalarının artık “patron” olmuş evlatlarının kendi mevsimlik işçilerine nasıl baktıklarına ve daha birçok duruma dair bir belgesel.